MERT SANDALCI

HAPİSHANE İŞİ BONCUKLAR

KOLEKSİYONLAR > HAPİSHANE İŞİ BONCUKLAR

HAPİSHANE İŞİ BONCUKLAR:

Koleksiyonun adı: Hapishane İşi Boncuk Koleksiyonu.
Koleksiyonun ilgili olduğu ülke: Osmanlı / Türkiye.
Koleksiyon materyalinin üretildiği ülke: Osmanlı / Türkiye.
Koleksiyon materyalinin üretildiği iller: Hapishanelerin bulunduğu muhtelif iller.
Koleksiyon materyalinin üretim yılları: I. Dünya Savaşı sonrasına ait örneklerle başlar.
Koleksiyonun sürdürülebilirliği: Üretim halen devam etmektedir.
Koleksiyon materyalinin cinsi: Boncuk.
Koleksiyon materyalinin imalat şekli: El işçiliği.

1)- Koleksiyonun yapılış amacı:

a) Bu koleksiyonun üretilmesinde birkaç farklı amaç var. Bunlardan ilki hapishanelerde ortaya çıkan, yapımı son derece zor bu el sanatının yaşamasını ve hak ettiği değeri bulmasını sağlamak.
b) Yurtdışında çok değerli bulunan bu objelerin yurt içinde de gerçek değerlerini bulabilmeleri ve sanatçı mahkûmlara çok daha fazla gelir getirmesini sağlamak.
c) Mahkûmlarla konuşarak daha yaratıcı fikirler geliştirmek, ürün çeşitliliğinin artmasını sağlamak.
d) Geçmişte, Sinop, Sivas, Trabzon, Silivri, Malatya, Bursa, Burhaniye gibi hapishanelerde üretilen ve yurt dışına satılmış olağanüstü güzellikteki örneklerin yeni yetişecek yerli koleksiyoncular aracılığı ile yurda geri dönüşlerini sağlamak.
e) Geleneksel olarak hapishanelerde üretilen bu eserlerin coğrafi bölgelerini tescil ettirebilmek. Burada “coğrafi bölge” ile “Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumlarını” kast ediyorum. Bu kurumun üretim yapılan hapishanelerdeki eserlere sahip çıkarak sertifikalı olarak yani hangi hapishanede üretildiğinin, ustası uygun görüyorsa ustasının adıyla sertifikalı olarak hapishanelerden çıkışını sağlamak.

2)- Hapishane İşi Boncuk Üretimi:
Eserlerin imalat safhası son derece zahmetli bir o kadar da risklidir. İmalat için önce milimetrik kağıtlara taslak çiziliyordu. Bu taslak eserin tek düzleme indirgenmiş hali idi. Daha sonra 100 m lik bir misina üzerine boncuklar art arda diziliyordu. Bu dizin sırasında hiç hata yapmamak gerekiyordu. Yapılacak bir hatada tasarlanan şekil, resim, obje üzerindeki yazı ya da resimler hatalı çıkabilirdi. Geriye dönüşü de yoktu. Misina üzerine taslağa göre dizilen boncuklar uygun yerlerinden katlanarak yan yana getiriliyor, dikiliyor ya da yapıştırılıyor, böylelikle obje ortaya çıkıyordu. Gardiyanların anlattığına göre boncuk işi üretiminde çalışanlar gerçekten kader mahkûmlarıydılar. Hapishane ortamında geride bıraktıkları ailelerine muhtaç olmamak, hiç olmaz ise sigara paralarını çıkartmak için çabalıyorlardı. Üretimde kullanılan boncukları çoğu kez mahkûmlar sipariş ediyor, ziyaret günlerinde de aileleri getiriyordu. Mahkûmlar gündüz saatlerinde kendilerine verilen temizlik, yemek yapımı vs gibi işlerde çalışmak zorundaydılar. Atölye çalışma saatleri genellikle akşam 17-19 saatleri arasında oluyordu. Bu zaman aralığında boncuk işinde çalışanlara kolay dizim yapabilmeleri için gerekli aletler veriliyordu. Süre bittiğinde de toplanıyordu. İşi biten ürünler satılmalarını sağlamak üzere gardiyanlara veriliyordu. Fiyatları ise genellikle hediyelik eşya satan dükkanlar ve seyyar satıcılar belirliyordu.
Koleksiyonu yapmaya başladığımda bu boncuk işlerinin mahkûmların rehabilitasyonunda kullanıldığını sanırdım. Oysa bu sanatla uğraşanlar oldukça mazlum, genellikle maddi yönden çok zor şartlar altında bulunan kişilermiş. Koğuşun ağaları zaman zaman bu kişilere yardım amaçlı çanta, kemer gibi siparişler verir, dışarıda 30-40 TL’ye satılan ürünler, koğuşta 300-500 TL’ye satılırmış. Bir gardiyan bana “Hocam içeride fiyatlar sanıldığının aksine dışarıdan çok daha pahalıdır” demişti.

Boncuk sanatını öğrenen kabiliyetli mahkumlar standart anahtarlık, çakmak kılıfı, para çantası, dikiz aynası süsleri gibi objelerin dışında olağanüstü güzellikte, büyük sabır ve vakit gerektiren eserler de ortaya çıkarıyorlardı. Bunlardan birkaç tanesine sahip olma şansım oldu, burada tamamını sergileyeceğim.

3)- Hapishane İşi Boncuk Koleksiyonu nasıl başladı:
Koleksiyona başlamam eşimle birlikte Alman dostumuz Elizabeth Kerestecioğlu ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bir İstanbul gezisi sırasında oldu. Elizabeth tam bir İstanbul aşığı. Mısır Çarsında gezerken minibüsçülerin vazgeçilmez objesi, dikiz aynalarından sarkan o meşhur bayraklı kuşlardan satan bir seyyar esnafın önünde durduk: “Bu kuşlar çok çok güzel değil mi Mert? Bir tane alayım” deyince yahu bu Elizabeth’in Türkiye sevdası iyice abartılı diye düşünmeye başlamışken birkaç gün sonra eşim Gülnur’un: Ben de şu kuşlardan istiyorum bir tane demesiyle… O an ikisine de acıdım açıkçası… Sanat zevkimiz yerlerde sürünüyordu… Ama ne yaparsın ki patron bir taneydi…

Aradan bir süre geçti. Eşim Gülnur EBAY’da satılan 100 yıllık Sivas Hapishanesi yapımı büyükçe bir timsahın $3.000 civarı bir fiyata satıldığını gösterince önce inanamadım. Bunun üzerine kendim de denemeye karar verdim. Bit pazarından 50 TL ye aldığım üzerinde maşallah yazan bir çantayı $50 açılış fiyatıyla EBAY’da satışa koydum. Çanta $350’a satılınca…

Neden bizim ürünümüze kendi ülkemizde değer verilmiyordu. Olaya hapishane işlerine el sanatları, üretim şartları, psikoloji bilimi gibi çok farklı açılardan baktığımda bir yanlış vardı ama hangi tarafta? Etkilenmiştim… Kısa zamanda hapishane işi boncuklara tutuldum… Keşke sattığım çantayı geri alabilseydim. Ama çok da üzülmemek lazım, sonunda o sayede keyifli bir koleksiyonum oldu. O günden sonra tek bir boncuk işi satmadım, hep toplamaya çalıştım.

4) Türkiye’de durum:
Boncuk işleri hapishanelerde mahkûmlar arasında usta-çırak ilişkisine dayalı olarak üretilir. Bu bakımdan yüzyıldır süren bir gelenek halen devam edebilmektedir. Ancak bazı dönemlerde özellikle “genel af ilanı” gibi durumlarda, bu kader mahkûmlarının çoğu, hatta bazen tamamı aftan yararlanarak özgürlüklerine kavuştuklarında yeni gelenlere öğretici bulunamaz, bir süre üretim durur. Daha sonra gardiyanların da katkılarıyla problem çözülür ve bir şekilde üretim yine başlar.

Bugünün temel sorunu olan ürün çeşitliliği konusunda ne yazık ki hiçbir çalışma yapılmıyor. Hatta 4-5 kişin bir araya gelip in birkaç ayda üretebileceği eserler hiç çıkmıyor. Bunun nedenleri arasında böylesi bir üretime gerekli değeri verecek alıcıların bulunmaması da en önde gelen neden tabii ki. Bursaspor için yapılan 3m lik dev timsahın sahiplenilmemesi gibi… Umarım bu konuda yaptığım çalışma ses getirir…

5) Dünyada durum:
Bugünlerde internet satış sitelerinde kendine yer bulan hapishane işi boncuk işlerinin %90’dan fazlası Osmanlı ve Türk menşeilidir. 1917-1918 yıllarında İngilizlere esir düşen Türk askerlerinin yaptığı boncuk işleri, özellikle “yılan” motifli işler gerek fiyat bakımından gerekse işçilik bakımından en beğenilen ürünlerin başında gelirler. Bizden sonra ise Yunanistan hapishanelerinde üretilen boncuklar ikinci sırayı alırlar. Boncuk işlerinde bu iki ülkeden sonra Hindistan, Pakistan gibi ülkelerle A. B. D. Güney Amerika ve Afrika ülkeleri gelir ki buradaki eserlerin bizim hapishane işleri ile ilgisi yoktur. Tamamen farklı tekniklerle çalışılır, zaman zaman cahillikten ya da kasıtlı olarak bu ürünlerin de “Hapishane İşi Boncuk” başlığı ile ülkemizde üretiliyormuş gibi satılmaya çalışıldığı görülmektedir.

6) Temenni:
Bu koleksiyon, hapishane işi boncuklar konusunda yeni koleksiyoncuların ortaya çıkmasına vesile olması ve mahkûmların alın terlerinin ve göz nurlarının lâyığı ile değerlendirilmesi amacıyla 28 Kasım 2019 - 2 Aralık 2019 tarihleri arasında Engin Gerçek tarafından fotoğraflandı ve 3 Aralık 2019’da siteye kondu.

PARA ÇANTALARI:
1) En çok üretilen objelerin başında gelir. Sıklıkla 9x15 ebadında olurlar. Büyük boy çok nadir çıkar. Üzerinde çeşitli motifler, isimler tarih ve mesajlar bulunur. Çantalardaki eski Türkçe yazılar (genellikle maşallah) ürünün eski olduğunu göstermez, dikkatli olunmalıdır, bu türlerden hapishaneden alırken hiçbir sorun yoktur, ancak ikinci elde “Osmanlı” olarak satılmak istenir. Boncuklarına, fermuarına dikkat edilmelidir. Klasik çantaların dışında sayıları az da olsa çok ilginç formlarda örneklere de rastlanırlar.
2) Yabancı menşeili çantalar:
a) Koleksiyonumda bulunan Yunan bayraklı çanta, Yunan hapishane işi boncukları ile Türk hapishane işi boncukların benzerliğini ortaya koyan tek örnek olması bakımından önemlidir.
b) Ortadoğu menşeili çanta daha önce örneklerini gördüğüm Irak ve Suriye menşeili boncuk çantalara örnektir. Burada yer alan büyük boy çanta hapishane işi değildir. Ancak bu isim altında satışta bulunuyor, hem de birkaç tane. Menşei belli değildir.

ANAHTARLIKLAR:
1) Çoğunlukla gül formunda yapılırlar. Her renkten bolca üretilmişlerdir. Gül formundan sonra sayıca en çok üretilen anahtarlıklar balık formundadırlar.
2)Diğer hayvanlardan Ayı Yogi, Donald Duck, uğur böceği gibi çeşitler mevcuttur.
3) Esprili bir obje olarak insan suretlerinden imal edilen anahtarlıkları gösterebiliriz. Bunlar biraz daha işçiliklidir. Dansöz formunda olanlar daha yeni tarihli olup, çoğu seri üretim olarak yapılmışlardır. Hatta hapishanelerde üretilip üretilmediği meçhuldür.
4) Küçük ayakkabılar ve botlar bir diğer anahtarlık konusu olup, dikkat çekici renklerde üretilmişlerdir. Genelde çift olarak bulunurlar.
5) Anahtarlık formunda çok çeşitli figürler işlenmiştir. Her an karşımıza bizi şaşırtacak, beklenmedik örnekler çıkabilir.
6) Türk hapishanelerinde üretilenlerin dışında Çin ve Güneydoğu Asya’da üretilip hapishane işi olarak pazarlanan örnekler de mevcuttur. Bilgi amaçlı olarak 2 örnek konulmuştur.

ÇAKMAKLIKLAR:
Para çantaları gibi çakmak kılıfları da çokça üretilmiştir. Boyutları içine konulacak çakmaklara göre farklılıklar gösterir. Üzerlerinde çok farklı resimler işlenmiştir.

DİKİZ AYNASI SÜSLEMELERİ:
Sallanan kuşlu pano (sert) ya da halı formunda (yumuşak) düz olarak imal edilmişlerdir.

1) Hareketli kuşlar…
Acaba ilk kez kimin aklına geldi, kim üretti, nasıl yayıldı…
Kuş özgürlüğü temsil eder ve anlaşılıyor ki bir mahpus için çok önemli bir simgedir. Kafesindeki bir kuş ile mahpus kendini özdeşleştirmektedir. Kuş kafesinin demirleri ile hücrenin parmaklıkları benzer mekânlardır aslında… Kuşun kafesinden uçması gibi, mahpusun cezasının bitmesi ve özgürlüğe kavuşması da boncuk sanatçısına benzer duygular yaşatır. Bu yüzden kuşların hareketli olarak imal edilmeleri düşünülmüş ve araçların dikiz aynalarında olabildiğince özgür olmaları sağlanmıştır. En ufak sallantıda hareket ederler. Hapishane işi boncuklar denince akla ilk onlar gelir ve halen toplumun büyük bir kesimi tarafından değersiz görülür. Bugün, site için bu yazıyı kaleme alırken daha da etraflı düşünüyorum da… Bu ilginç objelere farklı anlamlar yüklemek sanki bir problem çözmüşçesine mutlu etti beni…

2) Halı formunda üretilenler: Genellikle futbol takımlarının renkleri ve amblemleri kullanılmıştır. Çoğunda “Maşallah” sözcüğü işlenmiştir. Üzerlerinde bazı tarihi yapıların işlendiği ve turistik mağazalarda satılmak üzere yapılanlar da bulunmaktadır. İlk başlarda hapishanelerde üretildikleri kesin olmakla birlikte günümüzde hapishane dışında da üretilmiş olabileceklerini düşünürüm.

MİNİBÜSLERİN VİTES KOLU İÇİN YAPILAN TOPUZLAR:
Minibüs şoförlerinin kullandığı bir objedir. Cam önüne serilen pelüş, aynadan sallanan kuşlar, küçük boynuz formunda cam kenarından asılan vazolar ve içindeki plastik çiçeklerle minibüsün şoför mahalli rengarenk süslendiğinde, çelikten mamul vites kolu şoförü rahatsız eder. Bu çubuk sahte sedeften mamul topuzlu direksiyon simidine hiç yakışmamaktadır. Bunun da örtünmesi için yine boncuktan imal edilen uzunca örme bir ip kullanılır. Bu ipin her iki ucunda birer top vardır. Bu ip vites koluna dolandırılır, iki topuzu sallanaraktan havalı bir şekilde vites değiştirilir.

PANOLAR: SAATLER - LEVHALAR - RESİMLİKLER:

b) RESİMLİKLER:
İşlenen boncuğun duralit türü sert bir zemin üzerinde yapıştırılması, resim konulacak yerlerin kesilerek boş bırakılmasıyla oluşturulmuşlardır. Besmele, Türkiye haritası gibi objeler dışında üzerinde aile bireylerinin fotoğraflarının konması için boşluklar bulunan resimlikler vardır. Kimi panolar da işyerleri için yapılmıştır. Bunlarda da işyeri sahiplerinin fotoğraflarının koyulabilmesi için pencereler açılmış, işyeri hakkında bilgi verilmiştir. Genellikle vesikalık fotoğrafların kullanıldığı bu panolarda nadiren büyük boy fotoğraflar için boşluk bırakılmıştır.

a) SAATLER:
Pano mantığı ile işlenen boncukların arka yüzünde uygun yerlerine basit pilli düzenekler yerleştirilerek bunlardan duvar saatleri de yapılmıştır. Genellikle futbol takımlarının amblemlerini, desenlerini ve renklerini taşırlar. Koleksiyonumda bulunan Türkiye haritası üzerine monte edilmiş saat bu tarz eserler arasında en dikkat çekici olanıdır. Silivri Cezaevi’nde üretilmiş, çerçevesi yumurta kartonunun, yumurta akı ile hamur edilmesiyle şekillendirilmiş ve bakır rengine boyanarak çok özgün bir ürün elde edilmiştir.

C) LEVHALAR:
Her işyerinde bulunan besmelenin boncukla işlenip, sert bir zemin üzerine yapıştırılmasıyla üretilmiş levhalar, maşallahlar bu başlıkta değerlendirilmiştir. Bunların dışında Kızkulesi manzarasının işlendiği Kürtçe olan pano çok enteresandır. Resmin çevresinde “Betenabe Xeribizore” (Sensiz olmuyor, gurbet zor) yazmaktadır. Yazan kişinin adı soyadı da Vedat Hebun olabilir.

E) DUVAR SÜSLERİ:
Türk geleneğinde genellikle gelin adayından beklenen küçük aynalar, boncuklar ve çeşitli kumaşlar kullanılarak yapılan duvar süslerinin boncuktan imal edilmiş olanlarıdır. Aslında bu ürünler Türk işi değildir. Hindistan ve Orta Asya Türki Cumhuriyetleri gibi ülkelerde yapılırlar. Ancak ülkemizde çoğu kez hapishane işi olarak satılmaktadırlar. Burada yer alan örneklerin de bizden olmadığını düşünüyorum.

HAYVAN FİGÜRLERİ:

a) KAPLUMBAĞALAR: Minibüslerin dikiz aynalarında sallanan kuşları saymazsak hapishanelerde en fazla sayıda üretilen hayvan figürü kaplumbağalardır. Kaplumbağalar genellikle anahtarlık olarak üretilirler.

b) TİMSAHLAR: Kaplumbağa dışında en çok karşımıza çıkan hayvan da timsahtır. Timsahlar ve kertenkeleler yılanlardan sonra en nadir ve en özgün eserler olarak karşımıza çıkarlar. Özellikle Sivas ve Sinop hapishanelerinde üretilmiş 100 yıllık olanları gerçek birer antikadır. Koleksiyonumda bulunan küçük boy timsahlar Burhaniye cezaevinde yatan genç bir mahkûm tarafından üretilmişti ve annesi tarafından açık pazarda satılıyordu. Küçük boy ve son derece mükemmel işlenmiş, canlı renklerle süslü küçük timsah ise Bursa Cezaevi’nde üretilmişti. Timsah, Bursaspor’un da simgesi olduğundan kimi hapishane yöneticileri tarafından mahkûmlara ek gelir olması için Bursa Cezaevinde üretilmesi düşünülmüş ve bir dönem kurumda çok özel timsahlar üretilmişti. Koleksiyonumda bulunan büyük boy ve gerçekten muhteşem bir işçilikle üretilmiş olan timsah da Bursaspor amblemli olarak burada üretilmişti. Bu timsahı 2017 yılında Kadıköy meydanında açılan sergiden 500 TL bedel ile almıştım. Sergide bulunan 3 metre boyundaki dev timsah ise Bursaspor’a satılmak üzere hazırlanmış ancak ilgililerle yapılan görüşmelerde bir sonuca varılamamıştı. Aslında gardiyan arkadaşlar satıp satmama konusunda kararsızdı. İstenen fiyat ise 3.000 TL idi ve bu eserler 4-5 mahkûmun birkaç ay boyunca süren kolektif çalışmalarının ürünüydü. Ben karasızlık üzerine ısrardan vaz geçtim. Bu yazıyı kaleme aldığım gün Bursa Cezaevi’ni aradım, dev timsahın akıbetini sordum. Aldığım cevap içler acısıydı. Artık burada o tür işler yapılmıyor, eski gardiyanların da kimi emekli oldu, kiminin tayini çıktı. Bu konuda hiçbir bilgimiz yok…
Biliyorum baştan savıldım ama yapacak bir şey yoktu…

c) YILANLAR: Hayvan figürlerinin sonuncusu ve en önemlisi ise yılandır. Yılan Osmanlı ve Türk boncuk işleme sanatının Batı’da en çok aranılan, fiyatı en yüksek eserlerindendir. 1917-1918 tarihli olup üzerlerinde “Turkish prisoner of war” yazanlar hepimizi çok heyecanlandırmaktadır. Yılan üzerinde bu ibare işlenmiş ise günümüzde satış fiyatı EBAY’da $650 - $700 civarındadır. Savaş esirleri tarafından yapıldığı belli olmayan, yazısız olnlar ise $200- $300 arasında satışa konmuştur.

d) KUŞLAR

Dikiz aynası için yapılan hareketli kuşlardan farklı olarak yapılmışlardır. Tek olarak asılırlar.

KALEM KUTULARI, KALEM KILIFLARI, KALEMLİKLER:

Koleksiyonumda 2 farklı kalem kutusu, bir de kalem kılıfı bulunmaktadır. Kalemlik bize ait olmayıp, Türki Cumhuriyetleri’nden bir ülkeye ait olabilir.

KAMÇILAR:

Nadir objelerdendir, 4 adet tesadüf edilmiştir. En büyük olanı Burhaniye Cezaevi’nin baş gardiyanından alınmıştır. Kamçılar öylesine nadirdir ki Burhaniye Cezaevi’nden aldığım kamçının namı diğer bazı hapishanelere kadar yürümüş, bana “Burhaniye’de bir kamçı var, sen onu bir görsen hele” diyerek bahsedilmiştir.

KEMERLER:

Osmanlı döneminden beri üretilen bir objedir. Yurt dışında oldukça rağbet görmektedir. Türk kemerleri dışında başka ülkelerde farklı tekniklerle ilginç kemerler üretilmektedir. Bunlara bir örnek koleksiyonda yer almaktadır. Menşei belli değildir.

KOLONYA ŞİŞESİ KILIFLARI:

Mahpuslar hapishane ziyaretlerinde kendilerine getirilen kolonyalara bir başlık uydurarak yeni bir kolonya şişesi imal ederler. Plastikten mamul bu şişelerden kolonyanın püskürtülmesi içine yerleştirilen tükenmez kalem iç takımı ile sağlanır. Şişenin tepesine bir kuş oturtulur ve tükenmez kalemin ucundan bir gaga yapılır. Böylelikle şişe hafifçe sıkıldığında kolonya püskürtülür.

MUSKALIKLAR:

Muska mahfazası olarak üretilen bu eserlerden çok daha fazla sayıda üretilmiştir diye düşünmüştüm. Ancak bugüne kadar sadece 1 adet koleksiyona katabildim.

SİGARA PAKETİ MUHAFAZALARI:
Çok özenle yapılmış işlerdendir. Muhafazanın ön tarafında yer alan minik topuzu kendinize çektiğinizde içindeki paket yukarı çıkar, ikrama hazır hale gelir. Bu paketlerden Samsun sigarasına ait bir başka örneği de görmüştüm. Halen aramaktayım.

ŞEKERLİKLER:

Sadece bir adet görülmüş, nadir bir eserdir.

FESLER:

Türki Cumhuriyeti işlerindendir. Çocuk fesidir. Türk sanatçılara model olması için koleksiyona koydum.

TAKILAR:

Takı konusunda bizim hapishane işlerimiz Güney Amerika ve Hindistan ve Yemen’de üretilenlere karşı hayli kaba ve özensizdirler. Bu durumu koleksiyonumda yer alan örnekleri inceleyerek de görebilirsiniz.

TESPİHLER:

Tespih tanelerinin standart bir işçiliği olup, çeşitli renklerde, özellikle futbol takımlarının renklerinde yapılırlar.

TAKUNYA-TERLİK BANTLARI:
Esnek bir cins kumaş üzerine dikilirler. Çift olarak yapılırlar. İmalat aşamasında ikisi bir arada aynı kumaş üzerine yapılır daha sonra ortadan kesilerek kullanılırlar.

VAZOLAR:
Kuru çiçek aranjmanı koymak için büyükçe sayılabilecek bir ebatta yapılmıştır. Yumuşak olarak yapılan vazolar kola ile sertleştirilmiştir. Suya karşı dayanıksızdır. 2 benzer örnek bulunmuştur.
Bu iki vazonun dışında Bursa Cezaevinde üretilen bir başka muhteşem vazodan bahsetmek gerekir. 2017’de Kadıköy’deki sergide tesadüf ettiğim içinde çiçeği ile birlikte üretilen vazoların üç büyükler ve Trabzonspor amblemli olanları satılmaktaydı. Kendilerinden biri büyük boy olmak üzere iki timsah satın alınca aramızda sıkı bir dostluk kuruldu. Ricacı oldum, ben Vefalıyım, acaba bana özel bir vazo yapar mı arkadaşlar? Vazo 15 gün sonra hazırdı. Mahkûmlar: “Değil mi ki hocamız bizim timsahı aldı, o ne isterse yaparız” diyerek hızlıca çalışmışlar ve bu eseri ortaya çıkartmışlardı.
Vazo bahsinde son olarak zarif bir vazoda sergilenmek üzere hazırlanan bir gül dalından bahsetmek gerekir. Kalınca bir dal üzerinde Filiz ailesinin isimlerinin yer aldığı bu gül dalı da koleksiyonun özgün parçalardan biridir.

ÖZEL PARÇALAR

AT BOYUNLUĞU:
2000’li yılların başında bir dostum hapishane işi boncuk topladığımı duyunca bana çok özel bir parça vereceğini söyledi. 1960’lı yıllarda her nasılsa eline geçirdiği bu parçayı boynuna takarak hippilerin arasında acayip hava atıyormuş. Özellikle dans pistinde çok dikkat çekiyormuş. Yani bir zamanlar atları süslemek amacıyla imal edilen boncuk kolye yıllar sonra gençliğin hizmetinde farklı bir görev üstlenmiş.

YELKENLİ YÜK GEMİSİ
Sinop Cezaevi üretimi… Benzersiz bir eserdir.